SANAT

Sanat, doğruyu yakalamak diye bir işlevi üstlenmez, illa güzel olsun diye bir kaygısı da yoktur; onun ilgi alanı estetik ve ifade gücüdür ve algılarını yorumlarken isyandan beslenir, isyan ise felsefi anlamda yeni bir doğuştur.

Zama Ötesi

Zaman, kavram olarak algılanmasının ötesinde bir süreçtir, yani durağan değildir; işte bu süreçte gerçeklik ve doğru diye iki kavram daha vardır ki bilinçli olduğunu kabullenen bir kişi için gerçeklikte doğruyu yakalayabileceği tek yol ise bilim ya da felsefedir.

GÜNAYDIN

GÜNAYDIN

Ben, insanlarla "GÜNAYDIN!" diyerek selamlaşmayı daha çok seviyorum: Birincisi Türkçe, ikincisi ve daha önemli işlevi ise o günün aydınlık içinde geçmesini ve yeni bir başlangıcın habercisi oluyor..


TEŞEKKÜR

Bu blog'un oluşumuna öncülük eden Jan Macfarlane ve yapılanmasında yardımcı olan Tania Guerra'ya teşekkürlerimin bilinmesini istiyorum..

ZAMAN ÖTESİ

Zaman ötesi, Almanya'daki yaşamım süresinde okuyucuyla buluşturmak istediğim ilk kitabımdır; dolayısıyla bu kitap profesyonel yazın hayatına atmış olduğum ilk adım olmuş oluyor.

ZAMAN ÖTESİ

gel sevdalım

öyle bir yaşam

kurdum ki sana

dünya ötesi

güneş

yıldızlar

ay da var

dost bahçesinde

çiçekler

güller tomurcuk

koklasan açar

sevda ötesi


haklıyı haksızı

tartıya vursak

insanlar

anadan doğma

giyim ayıbı örter

bir yaşam ki

su özgürlüğü

bir nehir gibi akar

bir gölde toplu

deniz gibi sonsuz

bir kapta sınırlı

bir yaşam ki

zaman ötesi

1982

Monday 23 February 2015

DÜŞÜNCE ve AKIL
         Bilim, eskilerin tabiriyle tabiatı, şimdilerin çağdaş ifadesiyle Doğayı inceleyerek bir takım soruları yanıtlamaya ve sebep sonuç ilişkisiyle de bazı şeyleri değiştirmeye ve geliştirmeye çalışıyor: Bu işlemler yapılırken her şey pozitif olmuyor bazı negatiflikler de oluşmaktadır. Doğanın en önemli olayı ise canlılardır; canlıları da bitkiler ve hayvanlar olarak ikiye ayırabiliriz: Bazı bilim insanları, insanı hayvanlar sınıfına dahil etmektedir, bu kimine göre doğru kimine göre doğru değildir.. Bu sınıflandırma aslında yanlış değildir, zira insanlarla hayvanların birçok ortak yönleri vardır, tabii ki ortak yönler olunca farlılıklar da olacaktır, işte bu farklılıkları yine bilim insanları düşünce ve akıl olarak ortaya koymaktadırlar: Bir şey ortaya konulunca açıklama ve tanımlama da kendini gösterecektir. Bu güne kadar düşünce ve aklın defalarca çeşitli tanımları yapılmıştır, ben bunları sizlere sıralamayacağım; sizler, bunları  kitaplardan  okur ve hatta bir kısmını belki okumuşsunuzdur, ben burada kendimce yaptığım tanımları sizlere sunuyorum:  Düşünce, kişinin soyut yansımasıdır; bir diğer tanımda da beynin üretime geçmesidir diyebiliriz ki Yunancada Philosophia Türkçede ise Felsefe denmektedir; felsefenin tanımını daha önceden yaptığımda ise biraz önceki tanımın tersini ifade etmiştim, yani Felsefe, düşünce üretmektir.
         İkinci kavram ise Akıldır; akıl konusunda da yine farklı ve çeşitli algı ve de anlayışlar vardır: Toplumdaki genel kanı ise aklı Allahın verdiğidir. Bu yaklaşım doğru değildir, eğer öyle olmuş olsa idi insanlar dünyaya gelir gelmez neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ve neyin zararlı, neyin de faydalı olduğunu bilerek doğmuş olacaklardı, oysaki bebekler sadece memeyle ne yapılacağını bilirler, aklı ise zaman sürecinde öğrenirler; o halde akıl, bilgi ve deneyimle oluşturulan sağlıklı karar verebilme yetisidir.